12 Mayıs 2024 Pazar

Get Adobe Flash player

images
TÜKETİCİ DEMOKRASİSİ
TÜKETİCİ DEMOKRASİSİ07.01.2013

 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanuna göre “tüketici”; Bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade etmektedir.

Bu tanıma dayanarak tüketici demokrasisi kavramına ışık tutmak istersek; Belirli kriterler doğrultusunda tüketicinin yaşadıgı toplumda satın alma istegi özgürlügüdür. Gerekli satın almayı etkileyen koşulların yokluğu tüketicinin satın alma özgürlügünü kısıtlar. Özgürlükleri kısıtlayan her ortamda demokrsiden bahsedilemez. Aynı husus burada tüketici içinde geçerlidir. Çünkü; Demokrasi,tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimi olarak tanımlanır.. Bu tanımdan hareketle tüketicinin söz sahibi olmadığı satın alma olanağının bulunmadığı piyasada tüketiciden ve tüketici davranışından ve de demokrasisinden bahsedemeyiz.

Peki tüketici hangi amaçla satın alma davranışında bulunur?

Tüketici satın alma istegi ya da davranışları , hangi mal ve hizmetlerin satın alınacağı, kimden, nasıl, nereden, ne zaman satın alınacağı ve satın alınıp alınmayacağına ilişkin bireylerin kararlarına ait süreçlertir. Bu süreç de tüketim olgusuyla belirlenir.

Tüketim Olgusu

Tüketici davranışının önemli önermelerinden birisi insanların çoğunlukla ürünleri temel fonksiyonları nedeniyle değil, içerdikleri anlamları nedeniyle satın aldıklarını ifade eder. Bu ilke bir ürünün ya da hizmetin temel fonksiyonunun önemli olmadığı anlamına gelmez. Burada ifade edilmek istenen şey, ürünlerin ya da hizmetlerin gördükleri fonksiyonların ötesinde bir rol oynadıklarıdır. Örneğin, saatimizin markası Rolex olmuş, Seiko olmuş hiç fark etmeksizin hepimiz bir günü 24 saat olarak yaşarız, ancak hepimizin sözü edilen markalara yönelik birtakım fikirleri ve inanışları vardır. Ürünlerle ve markalarla kendimiz arasında birtakım bağlantılar kurarız.



Yapılan bir araştırmada, tüketicilerin bir ürün ya da hizmete ihtiyacı olsa, almayı istese ve bunun için parası da olsa satın alım yapmadıkları gözlemlenmiştir. Gelecek konusunda ekonomik kriz ve güvensizlik yaşayanlar ‘Pazar’ tanımı için gereken her özelliğe sahip olsalar bile istenilen davranışı, yani satın almayı gerçekleştirmeyebilirler. Bu ise çevre koşullarının tüketici davranışı açısından ne kadar önemli olduğunun göstergesidir.

Tüketici satın alma olgusu üç temel faktör üzerine kuruludur;

· Kültürel Etkiler :Davranış normları, sosyalleşme,

· Bireysel Etkiler: Güdülenme, duygular, öğrenme ve

hatırlama, tutum, algılama, rasyonel ve rasyonel olmayan düşünme, kişilik ve kişilik farklılıkları, benlik,

· Grup Etkileri: Taklit etme ve öneri alma, aile, sosyal etkiler,

etnik ve dinsel etkiler, sosyal sınıf, rol, önderlerin etkisi. Dolayısıyla tüketici satın alma olgusundaki değişimleri takip edebilmek ve inceleyebilmek yukarıda açıklanan alanların da incelenmesini gerekli kılar.

Dolayısıyla tüketici satın alma olgusundaki değişimleri takip edebilmek ve inceleyebilmek yukarıda açıklanan alanların da incelenmesini gerekli kılar

Toplumdaki Değişimler ve Tüketici Davranışlarına Etkileri:

Gerçekte, tüketiciler ve müşteriler hakkında, ne bilinmektedir. Tüketici istek ve ihtiyaçları en iyi şekilde nasıl anlaşılabilir. Bunlara uygun en iyi model hangisidir . Bu anlamda toplumun tüketim yapısındaki değişimlerde tüketici davranışlarını yakından ilgilendirmektedir. Çünkü, toplumda yer alan bireyler aynı zamanda birer tüketici rolünü üstlenmişlerdir. Bu anlamda toplum ve tüketim arasındaki ilişki ve yapılanmalar ortaya konulabilirse tüketici satın almadaki hareketleri hem kendisi hem de yukarıda kısaca açıklanan bilim dalları ile olan ilişkisi daha rahat açıklanabilir. Bilimsel gerçekler artık topllumun tüketici demokraslslne dayandığını göstermektedir. Tüketici ve/veya tüketicilerin tam rekabet ortamında ve homojen yapı içerisinde seçme özgürlüğünün bulunması halinde tüketici demokrasisinden behsedile bilir.

Türkiye'de ki Tüketici Demokrasisi:

23 Şubat 1995 tarihinde TBMM'de kabul edilen 4077 sayılı "Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun" ile tüketici hakları yasal güvenceye alındı. Yasa, ekonominin gereklerine ve kamu yararına uygun olarak tüketicinin sağlık ve güvenliği ile ilgili, ekonomik çıkarlarını koruyucu, zararlarını tazmin edici, aydınlatıcı ve eğitici önlemler almaya çevresel tehlikelerden korumaya yönelik girişimleri düzenlemeye çalışıldı. Tüketici mahkemeleri ve tüketici komisyonları oluşturuldu.

Ayrıca, ülkemizin de taraf olduğu 1985 tarihli Birleşmiş Milletler Evrensel Tüketici Hakları Bildirgesine göre adet, temel ve evrensel tüketici hakkı vardır. Bunlar sırasıyla aşağıdaki gibi sıralanabilir

Temel ihtiyaçların karşılanması hakkı: Barınma, ısınma, aydınlanma, içecek ve kullanacak su bulma, haberleşme, ulaşım tüketicilerin en temel

ihtiyaçlarıdır. Her tüketici, bu temel ihtiyaçların karşılanmasını talep edebilir.

Sağlık ve güvenlik hakkı: Satışa sunulan her türlü mal ve hizmetin insan yaşamı ve sağlığı açısındankullanıcısına zarar vermeyecek durumda olmasıdır.

Bilgi edinme hakkı; Tüketicinin mal ve hizmeti satın alırken doğru karar verebilmesinin sağlanmasıiçin tüketicinin gerekli bilgilere ulaşabilmesi vezararlı, yanıltıcı reklamdan, etiketten, ambalajdan korunmasıdır.

Eğitilme hakkı: Tüketicinin hak ve çıkarlarınıkoruyabilmesi, tüketici bilincine sahip olması içineğitim kurumlarında eğitilmesidir.

Zararların giderilmesi hakkı: Satın alınan mal veya hizmetten dolayı tüketicinin uğramış olduğu zararın giderilmesi, o mal veya hizmetin yenidentüketiciye ulaştırılmasıdır.

Sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı: Sağlık koşullarına uygun bir çevrenin oluşumunda ülke ve doğal kaynakların doğru kullanımı ile çevreninkorunması, temiz ve sağlıklı bir şekilde gelecek nesillere bırakılmasıdır.

Ekonomik çıkarların korunması hakkı: Tüketiciye kıyaslama imkanı verecek çeşitte mal vehizmetin en uygun fiyattan sunulması, satış sonrasıher türlü teknik destek ve servisin tüketiciye ulaştırılmasıdır.

Seçme hakkı: Tüketicilerin çeşitli ürün ve hizmetlere istedikleri zaman ulaşabilmeleri anlamındadır. Rekabetin tam olarak işlemediği pazarlarda devlet aksaklıların giderilmesi içinyapacağı düzenlemeler ile uygun kalite ve fiyatlarda mal ve hizmetlerin tüketicilere sunulmasını

sağlamalıdır.

Temsil edilme, Örgütlenme, Sesini duyurma hakkı: Yukarıda sayılan hakların elde kullanılabilmesi, tüketicilerin haklarınıkoruyabilmeleri, mağduriyetlerinin giderilmesinde bir araya gelerek güç birliği oluşturmaları ve hükümetlerin ekonomik ve siyasi politikalarında dikkate alınma ve kamu kurumlarında temsil edilebilmesidir.

Türkiyedeki Tüketicilerin Satın Alma Koşulları:

Her ulusun tüketicisi kendi ulusal kültürünü oluştururken aynı zamanda evrensel bir kültürün oluşmasını sağlamaktadır. Küresel pazarlama açısından ortak kültürü paylaşan, benzer algıların yaşandığı, alışkanlıkların birbirine benzemeye başladığı bir pazar oluşmaya başlamıştır. Dolayısıyla farklı ülkelerin tüketici davranışları da aynı stratejik kararlara konu olmaktadır. Türkiye’de ürün çeşitlerini artışı hızlanmış durumdadır. Son 2 yılda Türkiyede pazara sunulan yeni ürün sayısı ortalama yüzde 35 arttı. AC Nielsen’in toplam 12 katagoriyi kapsayan araştırmasına gore ,2002 yılında bin 381 çeşit ürün piyasaya sürülürken,bu rakam son yıllarda bin 851 ulasmıştır. Araştırmadaki bu veriler,her yıl eni bir barkod ile pazara sunulan ürün sayılarını gösteriyor.Aynı katagorilerde 2004 yılı sonunda bulunan toplam ürün çeşit sayısı ise 8 bin 766 olarak kaydedildi.

Tüketiciler şu anda market raflarında ortalama bin 709 çeşit bisküvi bulma imkanına sahip.Çikolata katagorisinde ise 536 seçenek var.Yoğut,sıvıyağ gibi gibi katagorilerde ise binin üzerinde farklı ürün mevcut olması tüketicilerin seçim yapmasını zorlaştırdıgını ortaya koymaktadır.buna göre özellikle reklam bombardımanına tutulan tüketicilerin kafası farklı marka ve ürün çeşitleri nedeniyle oldukça karışıktır.

Dünyadada benzer bir eğilim hakimdir.Seçim yapmak tüketiciler için karmaşık bir iş haline gelmiş durumdadır.Kendi çevremizden yola çıkarsak girdigimiz bir super marketteki 85ayrı çeşit krakerden bahsedelim.Bu marketin büyük olmamasına rağmen rafların 285 çeşit kurabiye,13 değişik spor içecegi,65 farklı kutu meşrubat ve 85 ayrı marka içicek çeşidiyle doldurulmuştur.Bu kadar çok çeşidi tüketicinin algılamasına imkan yoktur.Bu ürünlerle ilgili bigilerin hepsini ögrenmek için tüketiciler yeterli kaynak ve zamana sahip değildir.

Ürün çeşitliliğindeki artış sirketler arasındaki rekabeti fiyat ve kalite odaklı hale getiriyor .Sonuçta tüketiciler fazla çeşit arasından,kaliteli ve uygun fiyatlı olanlara rağbet ediyor. Bu da tüketicilerin eskisine göre bilincinin arttığını ortaya koyuyor. Artan bilinç sonucu perakendecilerin bazı ürünleri yenileri ile değiştirmek zorunda kaldığını göstermiştir.

Tüketicinin önündeki seçenekler ve ürün çeşitleri arttıkça,karar verme süreci ile bunu etkileyen faktörlerde daha karmaşık bir hal alıyor. Bu nedenle şirketler artık tüketicilerin seçim yapma kriterlerini ölçmek için daha fazla çaba harcıyor.Fazla çeşit arasından kendi ürünlerinin tercih edilme şansını artırmak için çaba harcıyor.Fazla çeşit arasından kendi memnuniyetinden elde edilen faydanın uzun dönemde müşteri artışı ve müşteri sadakatini getirmesi bu yöndeki çalışmaların artmasını tetikliyor.Bu önümüzdeki dönemlerde rafların önünde seçim yapmak için harcadıkları zamandan sıkılıp tüketicilerin hipermarket alışverişinden soguyabilecegini gösteriyor.Buda tüketicinin satın alma kosullarını etkileyebilmektedir.

Ne yazık ki Türkiye'de tüketici yasalarının yanısıra tüketicilerin kendi haklarını koruma bilinci gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında oldukca yetersizdir. Türkiye'de yıllardır süren yüksek enflasyon, tüketicinin satın alma gücü ve tüketim malı değerini sürekli değiştirdiğinden yoğun olarak tüketici sorunları yaşanmasına neden oldu. Benzeri sorunları örneklerle çogaltmak mümkün olmakla birlikte genel bir başlık altında toplamak istersek aşağıdaki tespitlere varırız.

Tüketimle ilgili yaşanan sorunlar

· Tüketicinin kullandığı ürün hakkında yeterli bilgiye sahip olmaması,

· Satış sonrası hizmetteki yetersizlikler (servis, montaj, yede parça, eğitim ve bilgilendirme),

· Tüketicinin yasal hakları konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması ya da gerekli duyarlılığı göstermemesi,

· Kayıt dışı üretim ve ithalat konusunda yeterli ve etkili denetimin yapılmaması,

· Tüketimle ilgili yasalara ve özellikle 4077 Sayılı Yasaya

yeterince uyulmaması tüketici şikayeti olmadan piyasadaki ürünlerin periyodik olarak etkili bir şekilde denetlenmemesi

· Satış sunulan ürünleri coğuna türkçe acıklama bulunmaması

· Çin malı malları kaliteli veya normal mal mış veya aynı tür benzer ürünlerle aynı kalitedeymiş gibi satılması

· Sanayi bakanlığını bu ürünlere satış ve ithalat müsadesi vermesi tüketicinin yanıltılaması

· Tüketici heyetlerini yeterli sivil toplum kuruluşu olmayan türkiyede aynı hususun yeterince örğütlenemeyen hatta hiç örgütlenemeyen tüketici hakkını savunan derneklerin ülkemizde yeterli sayıda olmaması nedeniyle

· Tüketici komisyonlarının yeterli uzmanlık seviyelerinde olmaması veya bu komisyonlara iştirak edememiş olmaları

İşte bu bahsettigimiz örnekler tüketicilerin satın alma koşullarını etkilemektedir. Bu ve ya benzeri durumlar tüketicinin magduriyetini artırmaktadır.Tüketicinin satın alma özgürlüğünü kısıtlamaktadır. Her özgürlüğü kısıtlayan şey çoğulcu demokrasilerde demokrasi dışı bir oluşum olarak kabul edilebilir.

Günümüzde tüketicilerin sahip oldukları hakları yukarıda sıralamıştık, ancak yapılan araştırmalar çoğu tüketicinin bu haklara sahip olduğunun farkında olmadığını göstermektedir. Tüketicileri hakları konusunda bilgilendirmek, haklarını nasıl kullanacaklarını öğretmek tüketici eğitimi ile gerçekleşebilecektir Tüketicinin bilgilendirilmesi ve eğitilmesi sürecinde tüketici derneklerine önemli görevler düşmektedir

· Tüketici derneklerinin kurulmasının kolaylaştırılmalı

· Tüketici bilgilendirme çalışmalarına mutlaka hız verilmelİ

· İthal ürünlerde mutlaka türkçe açıklamaların yer verilmelidir

· Satış sonrası sözleşmeleride servis firmalarının mutlaka hasarlı ürünlerle ilgili düzenlemeleri süresi içerisinde yapılmalıdır …vb

Düzenlemeler yapıldıkça tüketicinin karşılaştıgı sorunlar azalmakla beraber daha rahat bir şekilde satın alma eyleminde bulunulabilecek ve tüketici demokrasisi daha yerleşmiş olacaktır.

Bu Yazi 13215 Defa Okunmustur.
Yorumlar ( 0 ) Onay bekleyen ( 0 )